aynı zamanda utanç da verir.
eşimle henüz manita olduğumuz dönemlerde yani teee milattan önceki zamanda maça gittik.
göztepe'nin maçı, o zamanlar ikinci ligdeler. süper ligde değiller. kimle oynuyorlardı hatırlamıyorum. giresunspor muydu, bursaspor muydu hiç hatırlamıyorum. yeşilli beyazlı bişeydi. maçı izledik ikinci yarıya geçtik. kaleler değişti falan, ben de seviniyorum gol atacaklar diye. eşim böyle dedi;
-sen hangi tarafa bakıyon ya?
-kaleyee..
-kızım o bizim kalemiz değil ki..
-aa ama ben birinci yarı boyunca bu adama baktım.
-aşkım salak mısın, onun bizim kalecimiz olduğunu nerden çıkardın?
-e ama diğerinin formasının rengi, göztepe'nin formasına rengiyle uyumlu değil ki, mor renkte. beyaz renkli olan göztepe'nin formasıyla daha uyumlu, ben o sandım.
bana bir bakışı vardı orda ama, ayrılsam mııı ayrılmasam mııı eşiğinin arasında bi bakış. hayatımdaki en saçma ve salak anım bu. salaklığımın zirvesi.
ama çok saçma değil mi? sarı kırmızı formaya, mor renkli kaleci forması ne alaka ya?